
Ergene Kirletilirken Neredeydik?
Murat Sevgi
Son zamanlarda,
birileri çıkmış; “Gezi Parkı’nda üç ağaç için kıyameti kopartanlar için;
Ergene kirletilirken neredeydiniz” diyor. Bunu söyleyenlere, “Trakya ve
Ergene için çevre mücadelesi veren örgütler, topluluklar var. Peki, ama siz
neredeydiniz?”
*
* *
Yanlarında
olmanız gerekirken siz neredeydiniz? Ergene nehri, kollarıyla birlikte büyük
bir havzayı kucaklayan dev bir HAYAT kaynağı idi ama artık ÖLÜM kusan dev bir
ejderhaya dönüştü. Ergene, sadece kıyısında yaşayanlara değil bu zehri tüm
dünyaya ihraç ediyor!
Sanayi
işletmelerini kuran yatırımcının Trakya’ya yöneldiği 70’li yıllarda başlayarak
tarım arazileri birer ikişer fabrikalarla dolmaya başladı. 80’lerin başıboş
yönetiminde “fabrika olsun da nasıl olursa olsun” diyen çarpık kafa ülkeyi,
organlarını satışa çıkaran, hayattan umudu kalmamış garibanların durumundan
beter bir hale soktu.
Yaşanan sanayileşme tıpkı organlarını
satan garibanın mafyadan para aldığı günkü mutluluğuna benzer sahte bir
mutluluk yarattı. Parayı bulan sözde patron takımı harcamayı nasıl becereceği
konusunda bir tecrübesi de olmadığı için finansmanı doğru da yönetemedi...
Sonuç olarak 90’lı yıllara gelindiğinde sadece ergene değil; Türkiye’nin ne
kadar tarımsal üretim merkezi varsa hepsinin canına okunmaya başlamıştım. Su,
ucuz işçi, gevşek idare ve iradesiz yönetici sayesinde toprağı yağmalanan halk
bu yağmanın, çocuklarının geleceğine nasıl faydalar(!) getireceğini düşünmedi.
90’ların
ortalarında ilk çevre hareketleri taraftar bulmaya başladı. Bu hareketlerin
çoğu kirlilikle mücadele yerine ağaç dikme, plajları ve temiz sahilleri koruma
girişimleri gibi görünse de GEREKLİ BİLİNÇ DÜZEYİNİ OLUŞTURMAK için çok etkili
gelişmelerdi.
Kirlilikle
mücadele edilmesi gerektiğini öğrendik. Bu mücadele sürecini destekleyen
çalışmalar yapılıyor. Çevremizde bu tür çalışmalar yapılınca katılıyoruz ve
destek veriyoruz. Sokaktaki insanın da bazı konularda bilgisi olması sağlandı
ama asıl sorun ilk günden beri hiç değişmeden yerinde duruyor. Bu sorunun adı
örgütlenme sorunu.
Belli
başlı çevre mücadelesi kuruluşları oluşmaya başladı. Onlarca yıldır bu konuda
mücadele eden kuruluşlar da var. Bölgemizin sorunlarını (Ergene kirliliği,
termik santraller, Nükleer, taş ocakları, maden ocakları, tarımsal kirlilik ve
hayvan depoları) ile ilgili tepkileri her fırsatta dile getiriyoruz.
Peki,
bu tepkiler, sorunun muhatapları tarafından ciddiye alınıyor mu?
*
* *
Sorunun
muhatapları, kirliliğin suçlusu olma yolunda ‘göz yumma’ konumundaki yetkililer
is; bu durumda otomatikman TARAF oluyorlar! (Son zamanlarda lafı tersinden
anlayanlar bu cümleyi iyi okusun. “Göz yumma konumundakiler TARAF oluyor”
diyorum.)
*
* *
Bu da, kamunun tarafsızlık ve
objektif bakış açısı ilkelerine zarar veriyor. Bu sorunlar, şimdilik
çözülemeyecek gibi gördüğü için şimdilik rafa kaldırıp daha güncel konulara
bakmakta fayda var:
Çevre
kirliliğinden kaynaklanan meselenin toplum olarak farkına vardığımız son yirmi
yılda mücadele etmeye de başladık.
Düzenli
olmasa da belirli aralıklar ile, az ya da çok ama “bir grup çevreciyi”
bir araya getirebiliyoruz. Bu bizim en büyük hatamız!
Evet,
hata! Bir grup çevreci ne demek:
Zaten,
işin farkında olan ve bilinçlerine bir şeyler katmamızın gerekmeyenler
toplanıyoruz.
Peki,
kim lazım? HALK!
O
nerede? Evinde!
*
* *
Önceki yazıda, çevre sorunlarını
dile getirmek için düzenlediğimiz etkinliklerde en büyük sorun katılımın az
olması ama bu sorunda etkinlik düzenleyicilerinin de iletişim kusurları
yaptığını görmek gerekiyor.
Başka
bir sorun da söylem konusunda. Defalarca salonlarda toplandık. Seminer,
konferans, söyleşi, miting, basın açıklaması ve hatta konser bile verildi!
Gelsinler de sorunun içler acısı halini görsünler diye!
Bu
etkinlikler sırasında konuşmacılar çok şeyler söylüyor. Çok önemli konular ele
alınıyor. Ergene kıyılarında yaşanan felaket anlatılıyor. Bu etkinliklerde ele
alınmayan tek konu NE YAPILMASI GEREKTİĞİ idi! İşte bu eksiklik, yani: ‘Anlatılan
sorunu nasıl çözeceğimiz’ konusu en az sorunun kendisi kadar önemlidir.
Asıl mesele “çözüm” dür. İşte, çözüm ile ilgili bir söylemlerde hep eksik
kalıyoruz.
*
* *
BU CENNET ÜLKEMİN
DUYARLI İNSANLARI,
Burada,
ülkemizin en önemli can damarlarından birinin, Ergene’nin kıyısında son
nefesini vermeye hazırlanan toprak ananın çığlığına kulak vermeye geldik!
Milyarlarca yılda oluşan canlı
kültürü, bizler sayesinde çok kısa bir zaman sonra tamamen ölecek. Bu
cinayetlerin ve intiharın tek sorumlusu: Yarattığımız çevre kirliliği sebebi
ile bizleriz.
ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN
TEMEL NEDENİ AŞIRILIKLARIMIZDIR!
Aşırı
ÜRETİM, aşırı TÜKETİM, aşırı büyük tüketim tesisleri; yani: KENTLER!
(Kalabalıklaşan ve göç ile büyüyen kentler!)
Aşırı
büyük endüstri tesisleri; yani: FABRİKALAR!
Burada
gördüğünüz kirliliğin iki sebebi var! Birincisi: “KENTLER”, ikincisi: “FABRİKALAR”!
Her ikisinin de arkasında insan var! Biz varız, sizler varsınız!
ÇÖZÜM;
DOĞAYA DÖNMEKTİR! Doğa bize her türlü ihtiyacımızı
verdi! Bu gün de vermeye devam ediyor. Ama yarın? Yarın vermeyecek. Doğanın
can alma vakti geldi! Bunu gördüğümüz için buradayız! Bunu gördüğümüz için
bu İHANETE DUR demeye geldik!
ÇÖZÜM:
DOĞAYA DÖNMEKTİR. Doğada, aşırılıklara yer yoktur!
Toplumda, endüstride ve günlük hayatta aşırılıklara DUR DEMELİYİZ! Büyük
kentler ve büyük üretim kapasitelerine dur demeden bu kirlilik durmaz! Endüstride
büyük üretim tesislerine sınırlama gelmeden bu kirlilik durmaz! Günlük hayatta
aşırılıklara dur demeden bu kirlilik durmaz!
ÇÖZÜM:
ARITMAK DEĞİLDİR! Çözüm aşırı üretmemektir. Kirlilik
AŞIRILIK kültürünün yan etkilerinden biridir. AŞIRILIK hastalığına yakalanmış
toplumlara “TÜKETİM TOPLUMU” denir! “TÜKETİM TOPLUMU” demek;
-aslında- TOPLUMU TÜKETİN demektir! Tükenen; benim! Tükenen;
sizsiniz! Tükenen; sizin çocuklarınız ve onların gelecek hayalleridir.
ÇÖZÜM:
İMKANSIZ DEĞİLDİR! Çözüm, ancak büyük bir “DUR” diyerek
olur. Bu haykırış, öyle ufak tefek bir DUR deyiş değildir. Bir toplumun ölmeden
önceki son “dur” deyişidir! Kendi katline engel olmak isteyen bir dur
deyişin çığlığıdır! Ölmüş bir nehrin, ölmüş insanlığın, ölmek üzere olan
hayatların çığlığıdır!
*
* *
Bu
gün yaşanan sorunun tek sebebi mühendislik eksikliktir. İyi planlanmamış, iyi
konumlanmamış, beceriksiz, yetkisiz, yetersiz ellerde, baştan savma büyümeyi
BAŞARI zanneden çarpık politikalardır. Çarpık politikalar, siyasetçiler elinde
iyice çarpıtılarak bu gün önümüzde duran HİLKAT ortaya çıkarılmıştır.
Yeterli
mühendislik (strateji, planlama, proje ve işletme) şartlar kullanılmadığı için
ortaya çıkan SORUNLARI ortadan kaldırmanın tek yolu KALİTELİ MÜHENDİSLİK
sayesinde; doğru strateji, gerçekçi planlama, planlanana uygun projelendirme ve
dürüst işletmeciliktir.
Hep
sevgi ile kalın.
Murat
SEVGİ
Murat Sevgi Köşe Yazıları
- Akbabalar Kemirgenler Ve Parazitler
- Ne Bekliyorsunuz Ki? Öyle Veliye Böyle Çocuk
- Nükleer Strateji
- Hep Ucuza Rağbet Var Ama Ucuz Genelde Dandiktir
- Enerji Verimliliği Semineri
- Marçep
- Sosyal Medyadan Beslenmek
- Militan Çevrecilik
- Camın Arkası
- Hayatın Anahtarı: Arılar
- Virüs, Genom Teknolojisi Ve Tehlikeli İnovasyonlar
- Öteki Tarafa Geçmenin Anahtarlari
- Bu Hale Nasıl Geldik?
- Gdo: Ne Olacak Canım, Yiyin!
- Farkında Mıyız?!...
- Gdo'lu Pirincin Bedelini Kim Ödeyecek?
- Yakarak Enerji Üretmek “Yenilenebilir” Mi?
- Ateşle Oynuyorlar!
- Elektromanyetik
- Gemiler Yandı! Geri Dönüş Yok!
- Marka Bilinci Ve Algının Değişimi Üzerine
- Yönetecek Bir Şey Kalmadı Ki!
- Popüler Kültür
- Her Yil Ayni Terane
- Konu “Enerji” Olunca Facebook Çildirdi-1
- Kurban Toplumu
- Toprak Değil İnsan Erozyonu
- Sokak Kültürü
- Olağan Şüpheliler
- Meşru Müdafaa Hakki
- İletişim “Merhaba” İle Başlar
- At Gözlüğü
- Gemiler Yandı Geri Dönüş Yok!
- Kütür-Kütür Mü? Kültür-Kültür Mü?
- Ölüm Reçetesi: Can Boğazdan Gider
- Yağma Yok!
- Katalizör
- Okumak Neden Gereklidir?
- Felaket Ya Da Daha Ötesi!
- Çocuklarimizi Nasil Öldürürüz?
- İhmal Değil Cinayet!
- Kirkbeşlik
- Bu Ay Hirsizlarin Avuçlari Kaşinir!
- Küresel Isinma Sağlığımızı Tehdit Ediyor (1)
- Sivrisinekler Sıcakta Komutayı Ellerine Alıyor (2)
- Sağlığı Tehdit Eden Sular (3)
- İnsanın Psiko-Mekaniği
- Arıtma Çamurları Yenilenebilir Enerji Kaynağı Olacak Mış!
- Yönetememenin Türkçesi
- Ekoloji - Ekonomi - Rant!

