
Macarlarin Tekirdağli Başbuğu
Şenol Koçan
II. Ferenc Rakoczi
(Borsi, 27.3.1676 - Tekirdağ, 8.4.1735)
Avrupa tarihçilerinin Francis II Rakoczi olarak belirttiği
Ferenc Rakoczi 27 Mart 1676 tarihinde Macarların Borsi dediği günümüz Slovakya
topraklarındaki Borsa şehrinde doğdu. Rakoczi’nin bizi ilgilendiren tarafı
Tekirdağ’da hayatının son yıllarını yaşamış ve 8 Nisan 1735 tarihinde
Tekirdağ’da ölmüş olmasıdır.
Rakoczi, Macar bir aristokrat olup, babası gibi Erdel
prensidir. 1703-1711 yılları arasında Habsburg yönetimine karşı Macar
ihtilalinin lideridir. Aynı zamanda fejedelem olarak tanımlanan Özgür Macar
Krallığı için kurulan konfederasyonda prenstir. Günümüzde Macaristan’ın milli
kahramanlarından sayılmaktadır.
Babası ülkenin büyük toprak sahiplerinden olup aynı zamanda
da Erdel prensi idi. Babasını 4 aylık iken kaybeden Rakoczi 1680’e kadar
Munkacs (günümüzde Ukrayna’dadır) Sarospatak ve Regec şehirlerinde yaşadı.
1680’den sonra ise kendisi için hayatı boyunca güçlü bir sevgi bağı kurduğu
Munkacs’ta yaşadı.
Babası ölünce annesinin imparator Leopold’e başvurarak
çocuklarının vesayetini almasında yardımcı olan Zrinyi Ilona’nın ikinci eşi
olan ve tarihimizde de II. Viyana kuşatmasında Osmanlı saflarına Yukarı Macar
Kralı olarak katılan Imre Thököly’nin Türklere karşı sadakatini kanıtlamak için
İstanbul’a Rakoczi’yi rehin vermeye kalkması, Rakoczi’nin annesi tarafından
engellenmiş. Ancak kaderin cilvesi Rakoczi son yıllarını bu topraklarda
geçirmiştir.
1686 yılında Habsburg kuşatmasına 2 yıl dayanan Munkacs
kalesi, teslim olduğunda Rakoczi ve ailesi, Leopold’ün emriyle Viyana’da
yaşamak zorunda kaldı. Eylül 1694’te 15 yaşındaki Prenses Amelia ile evlenene
kadar kız kardeşi Julianna’nın kocası General Aspremont’un malikanesinde
yaşadı. Evlenince eski bir Rakoczi kalesi olan Sarospatak’a taşındı.
Karlofça antlaşması sonunda Thököly ve Zrinyi sürgün edilmiş,
Rakoczi imparator gözetiminde Viyana’da ikamete mecbur kılınmıştı. Hegyalja
bölgesinde başlayan köylü isyanına liderlik etmek istedi. Ama küçük çaplı bir
ayaklanma olduğundan Viyana’ya dönüp beklemeye başladı.
Kont Miklos Bercsenyi ile yakın arkadaş olan Rakoczi,
Avusturya hegemonyasına karşı müttefik arayan İspanya ve Fransa ile Macar
bağımsızlığı için iletişime geçti. Avusturyalı casusların durumun farkına varıp
olayı imparatora iletmesi ile 18 Nisan 1700’de tutuklandı. Wiener Neustadt
hapishanesinden hamilelik eşi Amelia ve hapishane komutanı sayesinde kaçıp,
Polonya’da Bercsenyi ile buluşup yeniden Fransa ile iletişime geçtiler.
Üç yıl sonra başlayan İspanya Veraset Savaşları sırasında
Macar topraklarındaki Avusturya garnizonlarının cepheye gitmesi ile Macar
milliyetçiler Munkacs’da ayaklandı. Rakoczi ayaklanmanın başına geçti. Birçok
Macar asilzade durumun köylü isyanından öteye gitmeyeceğini düşünüp ayaklanmayı
desteklemedi. Rakoczi’nin ünlü Szabolcs çağrısı da işe yaramadı. Buna rağmen
birçok Hajduk, Rakoczi’ye katıldı. 1703 Eylül’ünde Rakoczi Macar topraklarının
büyük kısmını ele geçirmiş durumdaydı. Ancak 13 Ağustos 1704’te
Avusturya-İngiltere kuvvetlerinin Fransa-Bavyera kuvvetlerini Bleinheim’da
mağlup etmesi, Rakoczi ve kuvvetlerinin müttefikleri ile bağlantı kurabilmesini
engelledi. Azalan Fransız desteği askeri ve mali sorunları beraberinde getirmiş.
Rakoczi finansal sorunları çözmek için bakırdan para bastırttı. Askeri durumu
ve avantajını 1706’a kadar koruyan Rakoczi, bu tarihten sonra geri çekilmeye
başladı.
Eylül 1705’te Szecseny’de toplanan 6 piskopos, 36 aristokrat,
1000 yerel temsilcinin katıldığı Macar Diet Meclisi tarafından "vezérlő
fejedelem" yani yönetici prens ilan edildi. 24 üyeli senato kendisine
yardımcı olacaktı. Barış görüşmelerini ve dış ilişkileri Rakoczi ve senato
ortak yürütecekti. İngiltere ve Hollanda’nın arabuluculuğu ile Macarlarla
imparator arasında barış görüşmeleri 27 Ekim 1705’te başladı. İki tarafta
görüşmelerdeki stratejisini askeri duruma göre değiştiriyordu. İki tarafta
Erdel’den (Transilvanya) vazgeçmiyordu. 1706’da 5 yıldır görmediği eşi,
çocukları ve kız kardeşi Rakoczi’yi iknaya gönderildi ama onların imparator
adına olan çabalarını reddetti.
1707 Büyük Kuzey Savaşı’nda Polonya tahtına, Elizabeta
Sieniawska’nın desteklediği adaydı. 13 Haziran 1707’de Rakoczi’nin önerisi,
Bercsenyi’nin desteği ile Onod’da Diet Meclisi yeniden toplandı. XIV. Louis,
Rakoczi ile beraber barış görüşmelerine girmeyi reddedip, Macarları yalnız
bıraktı.
3 Ağustos 1708 tarihinde Trencin (Trencsen) Savaşında atının
tökezlenerek Rakoczi’yi düşürmesi ve bilincini kaybetmesi üzerine, askerlerince
öldü sanılması sonucu Macar kuvvetleri büyük bir mağlubiyet yaşamış. Onlarca
Macar komutan af edilmek için imparatora bağlılığını sunmuştu. Macarların
elinde sadece Munkacs ve Szabolc kalmış, Rakoczi, imparatorun barış
görüşmelerine atadığı Janos Palffy’e güvenmeyip 21 Şubat 1711’de Polonya’ya
sığınmıştı.
Rakoczi’nin yokluğunda Sandor Karolyi kuvvetlerinin başına
geçti ve derhal Palffy ile barış görüşmelerini başlattı. Emrindeki 12000 Macar
silahlarını ve sancaklarını bırakıp, 1711’de Majteny’de imparatora bağlılık
yemini etti.
Szatmar barışına Rakoczi tam anlamıyla güvenmedi. İmparator
Joseph’in ölümü ile barış antlaşmasının meşruiyetini tanımadı. 1712 yılına
kadar Polonya’da Gdansk’ta Saros Kontu takma ismi ile yaşadı. Gdansk’tan
ayrılıp İngiltere’ye gitti. Ancak Habsburg baskısı nedeniyle Kraliçe Anne onu
gönderdi. Fransa’ya geçen Rakoczi 27 Nisan 1713’te Kral XIV. Louis‘ye
memorandum gönderdi.
Rakoczi, Fransa tarafından tanınmasa da Fransız hükümetinden
çok yardım gördü. Louis’nin ölümünün ardından 1 Eylül 1715’te Osmanlı-Avusturya
savaş halinde iken Osmanlı’dan gelen davet üzerine Osmanlı’ya geldi. 10 Ekim
1717’de 40 kişilik bir heyetle Gelibolu’ya geldi. Kendisi onurlandırıldı ama
Rakoczi’nin isteği ayrı bir Hristiyan ordunun başında Habsburglar’la
savaşmaktı.
21 Temmuz 1718’de imzalanan Pasarofça antlaşması hükümlerinde
yer alan sürgündeki Macarların iadesi ve Türklerin bunları reddetmesi maddesine
istinaden Avusturya elçisi sürgünlerin teslimini istedi. Bunu onur meselesi
olarak gören padişah bunu reddetti. Rakoczi ve maiyeti Tekirdağ şehrine
yerleştirildi. Bercsenyi, Simon Forgach, Antal Esterhazy, Mihaly Csaky, Miklos
Sibrik, Zsigmond Zay, Adam Javorka, yazar Kelemen Mikes gibi birçok isim
Tekirdağ’da ikamet etti. Yazar Kelemen Mikes ‘‘Benim ülkemden ayrılmak için çok
sevdiğim prensim hariç özel bir sebebim yoktu’’ der.
1733’te Polonya’daki askeri sıkıntılar onun Macaristan’a
dönüş umudunu arttırsa da bu gerçekleşmedi. 8 Nisan 1735’te 59 yaşında hayata
gözlerini yumdu. Rakoczi 27 Ekim 1733 tarihli vasiyetnamesinde tüm aile
üyelerine ve yoldaşlarına miras bıraktı. Ayrıca Osmanlı Sultanına ve
İstanbul’daki Fransa elçisine ayrı ayrı mektuplar yazdı. İç organları Tekirdağ
Rum kilisesine gömülürken, kalbi Fransa’ya gönderildi. Türk makamlarından izin
alındıktan sonra Rakoczi’nin bedeni onun son isteği üzerine Saint Benoit Lisesi
şapeline 6 Temmuz 1735’te gömüldü.
II. Ferenc Rakoczi Müzesi
Tekirdağ merkezde Ertuğrul Mahallesi Barbaros Caddesinde 32
nolu binada yer alan bu evde 1720-1735 yılları arasında yaşayıp Orta Avrupa ve
Macaristan tarihini derinden etkileyen Macarların ünlü bağımsızlık kahramanı
II.Ferenc Rakoczi yaşamıştır.
1717’de Osmanlılara sığınmış, Ağustos 1718’e kadar Edirne’de
ikamet etmiş, bir süre sonra Boğaziçi’nde Yeniköy’de oturmuştu. İstanbul’da
kaldığı süre boyunca Osmanlıların Avusturya ile arasını açacak birçok
faaliyette bulunduğundan incitilmeden ve gücendirilmeden Tekirdağ’a deniz
yoluyla gönderilmişti.
Ülkeye
gelişinde III. Ahmet tarafından Macar kralı olarak karşılanan Rakoczi,
Tekirdağ’da kendisine tahsis edilen mükellef bir konakta oturmaya memur
edilmiş, maiyetindeki asilzadeler için de adeta bir mahalle satın alınmıştı.
1720 yılında Rakoczi dahil tüm mültecilere, bağlar ve bahçeler bağışlanıp rahat
yaşamaları sağlanmıştır. Rakoczi ölümüne kadar Tekirdağ’da III. Ahmet’in onun
için satın aldığı evde yaşamıştır.
Son 18 yılının 15 yılını Tekirdağ’da geçiren Ferenc Rakoczi
ve maiyeti Tekirdağ’da yaklaşık 24 evde ikamet etmiştir. Birbirine yakın olan
bu evler daha sonradan birleştirilip konak halini almıştır. Bu yapılardan
günümüze ulaşabilen şu an müze halindeki binanın yemekhanesidir. Katibi Mikes
Kelemen’in yazdığı ‘’Türkiye Mektupları’’ gerek Rakoczi gerekse ölümünden sonra
kalan diğer mültecilerin Osmanlı’daki faaliyetlerini anlatmaktadır.
Ferenc Rakoczi’nin ölümünden sonra Macaristan’da adına bir
müze yapılmak istenmiş, bu sebeple evin bezemeleri, iç donanımı, külleri ile
birlikte Macaristan’a götürülmüştür. Ancak iki dünya savaşının (1941-1918 ve
1939-1945) artarda çıkması, bu müze fikrinin gerçekleşmesini engellemiştir. Bu
durum üzerine Macaristan hükümeti Tekirdağ’daki yapıyı 1931–1932 yıllarında bir
Macar mimar tarafından restore ettirmiş ve müze haline getirmiştir. Müze, Tekirdağ’da denize bakan bir setin
üstünde yer almaktadır. Daha önceleri deniz, evin kurulduğu yamacın dibine
kadar ulaşmaktaymış. Ancak belediye tarafından yapılan kıyı düzenlemeleri ile bugünkü
durumunu almıştır. Müze, döneminin
mobilya ve güzel sanatlarını içerisinde barındırır. Üç katlı olan bina,
döneminin Osmanlı sivil mimari yapısını yansıtır. Zemin katta giriş holü,
mutfak, kiler, hizmetli odası bulunmaktadır.
Müzenin girişindeki duvarda asılı olan kısa tarihçelerde ‘’Rakoczi’nin
evi Macar Halk Cumhuriyeti Milli Eğitim ve Dış İşleri Bakanlığı’nın teşviki
üzerine Macar Tarihi Anıtlar Ulusal Müfettişliği tarafından 1981-1982
senelerinde restore edilmiştir. Yemek salonunun, büyük hükümdarın külleriyle
1906 senesinde Kassa’ya getirdiği süslemeleri ve nakışları orijinal ile uygun
bir şekilde yeniden yapılmıştır. Sergiyi Macar Milli Müzesi ve Müzelerin Merkez
Müdürlüğü düzenlemiştir. Rakoczi’nin Anıları Müzesi Macar-Türk dostluğunun
geliştirilmesi amacı ile Macaristan Halk Cumhuriyeti hükümeti tarafından
kurulmuştur. Müzede 27 Temmuz 1968 günü düzenlenen sergiyi Macaristan Dışişleri
bakanı Janos Peter Türk makamlarının huzurunda açmıştır. Serginin planını Imre
Kutas’ın teşebbüsü ile Macar Milli Müzesi hazırlamıştır’’ diye belirtilmiştir.
Tipik Osmanlı evi özelliklerini taşıyan Rakoczi Müzesinde
sergilenen eşyaların birçoğu Rakoczi’nin Türkiye’den götürülmüş eşyalarının
birebir kopyalarıdır. Sadece birkaç parça orijinal eşya bulunmaktadır. Müzenin
giriş katında duvara asılı müze tarihçeleri, II. Ferenc Rakoczi’nin ve katibi
Mikes Kelemen’in bronzdan büstleri bulunmaktadır. Ayrıca Macar nişanları ve
flamaları ile süslenmiştir. Rakoczi’nin büyük boyda yağlı boya tablosu da
bulunmaktadır.
Birinci katta alçak tavanlı üç adet oda bulunur. İkinci katta
ise yüksek tavanlı yazlık odalar olarak belirtilen yemek odası, Kelemen’in
odası ve misafir odası bulunur. Kelemen’in kaleme aldığı yazıların çevirisi
Tekirdağ Valiliği tarafından bastırılmıştır. Misafir kabul salonu Rakoczi’nin
Edirne’de kaldığı dönemde görüp beğendiği tipik bir misafir salonu gibi
yapılmıştır. Bu katta bulunan manken üzerindeki tipik Macar kıyafeti 18.yüzyıl
giyim kuşamı ile ilgili bize ayrıntılar vermektedir. Süslü ahşap tavan, çiçek
ve meyve kabartmaları ve vitraylar dikkat çekicidir.
Müzede Ferenc Rakoczi’nin Kuruc ordusuna ait silah örnekleri
ve ordunun bir de sancağı da bulunmaktadır. Solda süvari tüfeği ve barutluğu,
ortada iki adet tabanca ve yakın dövüş için balta ve sağda iki adet kılıç
görülmektedir.
İkinci katta da Rakoczi ile birlikte Macaristan bağımsızlık
savaşına katılanların yağlı boya resimleri bulunmaktadır. Annesi, üvey babası
ve yardımcısının ve aile fertlerinin yağlıboya resimleri, Rakoczi ailesinin
arması, bayrağı da bu katta saklanmaktadır. Ferenc Rakoczi’nin Tekirdağ’da
yaşadığı süre boyunca hayatında rutin bir döngü mevcuttur. Sabahları okuma ve
yazma işleri, öğleden sonra ise marangozluk ile uğraşırdı. Yanda görülen
koltukta onun usta ellerinden çıkmış bir marangozluk ürünüdür.
Evin mutfak bölümü ise gayet dikkat çekicidir. Giriş katında
bulunan mutfakta, kuyu ve kiler de mevcuttur. Mutfağın bir kapısı küçük bir
bahçeye açılır. Mutfak kısmının bir odasında Macar topraklarında yer alan
Osmanlı eserlerinin maket ve resimleri sergilenmektedir.
Sonuç olarak, Doğu Avrupa ve Osmanlı tarihinin 18.yüzyılını
derinden etkileyen Rakoczi, Macar mili bağımsızlığını sağlayabilseydi tüm
Avrupa baştan aşağı değişebilir ve belki de Osmanlı’nın Rumeli toprakları, Türk
devleti sınırları içerisinde yer alabilirdi.
Her insanın kendi hayatında verdiği kararlar kendi kaderini
etkilerken, liderlerin kararları tüm milletin kaderini değiştirebilir. Macar
milletinin bağımsızlık rüyası da Rakoczi ile gerçekleşmese de 20.yüzyılın
başında bu rüya gerçekleşmiştir. Tüm servetini, topraklarını geride bırakıp
milleti için yollara düşen, Türk dostu bu büyük adamı, saygıyla anar ve
şehrimiz sınırları içerisinde bulunan, ondan yadigar bu müzeyi herkesin
görmesini öneririz.
(Kaynaklar: Mufassal Osmanlı Tarihi – Rakoczi maddesi,
Joseph von Hammer – Osmanlı Tarihi
Wikipedia – İngilizce Ferenc Rakoczi maddesi)
Şenol Koçan Köşe Yazıları

