
Dondurmam Gaymakam
Mehmet Bozdağ
-
Hey sen dondurmacı!!!!
-
Buyrun başkanım hoşgeldiniz. Ne arzu
edersiniz?
-
Hakkında şikayet var. Bu tezgahı buradan
kaldıracaksın.
-
Ne şikayetiymiş bu başkanım? Neymiş
şikayetin nedeni?
-
Dükkan önüne tezgah açamazsın. Kaldırım
burası.
-
Peki başkanım haklısınız ama benim gibi daha
bir sürü arkadaşının dükkanının önünde tezgah var hemde kaldırım üzerinde.
Onlar da kaldırsın bende kaldırırım.
-
Ben onları bilmem. Senin hakkında şikayet
var. Hemen dediğimi yap yoksa ceza keserim.
-
( kesersin kesemezsin, yaparım yapamazsın,
cart curt, kıl tüy, etme bulma dünyası, aldığımız nefes verdiğimiz soluk derken
mekan kaymakamın odası)
-
Kaymakamım rahatsız ediyorum. Bir maruzatım
olacaktı.
-
Oooo vatandaş!!! Gel otur şöyle, soluklan
yahu nefes nefese kalmışsın. Hayırdır? Ne bu telaş?
-
Başkandan şikayetçiyim kaymakamım. Tezgahımı
kapatmaya kalktı, ceza keserim diye tehtit etti. Benim gibi aynı durumda olan
esnaflara denetleme dahi yapmayıp bana ahkam kesmeye kalktı. Başkan bana çifte
standart uyguluyor kaymakamım şikayetçiyim.
-
Dur vatandaş. Sakin ol bir saniye. Çağıralım
şu başkanı da derdi neymiş seninle öğrenelim.
-
………….
-
Ooooo başkan hoş geldin. Anlat bakalım şu
meseleyi de çözelim şu problemi.
-
Mesele böyleyken böyle, şöyleyken şöyle,
yukarı aşağı, sağlı sollu, enlemine boylamına, falan filan kaymakamım.
-
Ama olur mu öyle şey başkanım. Fındık
kabuğunu doldurmayan laf-ı güzaf sözlerle vatandaşın ekmeğine mani olunurmuy muş
hiç? Hadi öpüşüp barışın başkanım, vatandaşım. Bir belediye başkanı vatandaşa engeller koymamalıdır, ona yol açmalıdır.
-
( öpüşüp barışırlar)
- -MUTLU SON-
Mehmet Bozdağ Köşe Yazıları

