
Marçep
Murat Sevgi
Bu satırları okuduğunuzda, bir Marmara Çevre Platformu (MARÇEP) toplantısı daha tamamlanmış olabilir. Eğer geç kalmadıysanız 26 ocak Satt:12:00 da Çorlu M.Ş.Esendal Sahnesine bekliyoruz. (Bu yazıyı toplantının bir gün öncesinde, 25 Ocak tarihinde yazıyorum.) 43. Çorlu’da gerçekleştirilecek olan toplantının açılışında Çorlu Kent Konseyi Başkanı ve Marmara Çevre Platformu Dönem Sekreteri Ramadan Cesur’un konuşması, bir çok çarpıklığı dile getirdiği için bu sefer köşeme o konuşmayı konuk ettim:“Belgemizde çevre konusunda oluşmuş en uzun
soluklu toplumsal yapı olan MARÇEP bu gün burada, sizlerin katılımı ile 43.
toplantısını gerçekleştiriyor.
Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, Anayasada
tanımlanmış, tüm vatandaşların devletten beklediği, sorumlusunun devlet olduğu
bir haktır.
Haktır, çünkü sağlıklı çevre, diğer bütün yaşam
haklarının var olup olmayacağını belirler. Sağlıklı yaşamın temel koşuludur.
Sağlık, insanın hastalık dışında her yönden tam bir iyilik halidir. Çevrenin
sağlıklı olması bireyin sağlığını, bireyin sağlığı ise toplumun sağlığını
güvence altına almanın temel koşuludur.
Çevre ise, insanların ve diğer canlıların
yaşamış oldukları süre boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak
bir etkileşim içerisinde bulundukları sosyal, biyolojik, fiziksel, kimyasal
ekonomik ve kültürel ortamlardır diyebiliriz.
İnsanın
çevresiyle oluşturduğu doğal dengeyi meydana getiren zincirin halkalarında
meydana gelen kopmalar, zincirin tümünü etkileyip, bu dengenin bozulmasına
sebep olmakta ve çevre sorunlarını oluşturmaktadır.
İnsanların çevre açısından karşı karşıya
kaldığı başlıca problemler şöyle özetlenebilir:
1- Hava, su ve topraklarımızın her
geçen gün artan oranlarda kirlenmesi ve önemli bir kısmının kullanılamaz hale
gelmesi,
2- Özellikle Büyükşehir ve sanayi
bölgelerinin çevre kirliliği sebebiyle yaşanamaz hale gelmesi,
3- Ozon tabakasının delinmesi,
4- Yerkürenin giderek ısınması,
5- Kanser ve benzeri hastalıkların
artması,
6- Doğal kaynakların hızla
tüketilmesi.
Marmara Bölgesi,
ülkemizin endüstri ve ticaret merkezlerinin yoğunlaştığı bir bölge olması
nedeniyle aynı oranda nüfus yoğunlaşması da yaşamaktadır. Bu aşırı nüfus;
çarpık yapılaşma, altyapı sorunları, tarım alanlarının yapılaşma alanları
tarafından yok edilmesi, çöp ve atık üretiminin aşırılaşması, hava kirliliği
gibi sorunların da yoğunlaşması meselesini ortaya çıkarmaktadır.
Şunu
rahatça söyleyebiliyoruz: Ana sorun; sanayileşme ve kentleşmede yaşanan
çarpıklıktır!
Bu
sorunun çözümü planlı ve sistemli sanayileşme, sağlıklı yaşam alanları
planlamak ve –tabi ki- bu planlara uygun yapılaşmaktır.
Ama
bu gün görüyoruz ki;
Düzeni
sağlaması gereken planlar, bizzat çarpıklığa yol açacak düzenlemeler
içermektedir! Tarım alanlarının, doğal güzelliklerin ortasına dünyada eşi
benzeri görülmemiş bir aymazlık içerisinde dev tesisler yapılmak istenmektedir.
Trakya’nın
ortasından geçen Ergene nehri, 40 yıl yılı aşan bir süre boyunca endüstrileşme
planları yapan girişimcilerin ekonomik analizlerinde fırsat olarak görülmüştür.
Neyin fırsatı? Tesisinin üreteceği atıklardan bedava kurtulabilme fırsatı! Bu
gün Ergene için “açık kanalizasyon” diyorsak bu tanımın sebepleri arasında en
önemli sorumluluk yine bizlerindir.
Çarpık
sanayileşme, çarpık kentleşme gibi kronik sorunlar ile mücadele etmek yetmezmiş
gibi bir de çarpık planlama ile mücadele etme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bu
çarpıklık bir enfeksiyon gibi insan kültürünün tüm alanlarına yayılmaktadır.
Daha fazla kâr elde edebilme uğruna yapılan düzenlemeler (planlar ve
mevzuatlar) gıdadan ilaca, tohumdan hayvancılığa, üretim süreçlerinden gümrük
mevzuatına kadar bütün alanlarda kendisini göstermektedir. Birçok konuda
yaşanan hukuk mücadelesinin ya içindeyiz ya da destekliyoruz…
Temel
sorunumuz olan “çarpıklık” bir virüs gibi tüm katmanları sarmaya devam etse de
bunun ilacını da biliyoruz: Bilinçli toplum, bilinçli tüketici, bilinçli
üretici… Bu süreç doğal bir zorlama olarak karar vericilerin bilinçlenmesini de
getirecektir, bunu umuyoruz…
Bu
gün, yeterli olmasa da, tüm toplum katmanlarında bir duyarlılık oluşmaya
başladı.
O
duyarlılık sayesindedir ki; Marmara Çevre Platformu 43. defa toplanıyor ve
yaşanan sorunlar karşısında toplumu aydınlatma görevini bir nebze yerine
getirmeye çalışıyor.
Günlük
yaşamak, günü kurtarmak yerine; geleceğini planlayan, özgür iradesi ile karar alan, çevresine
duyarlı, ilgili ve katılımcı bir toplumun sağlıklı bir toplum olmasının önünde
hiçbir engel yoktur. Sağlıklı toplum, sağlıklı bir çevre ile mümkündür.
Bunu
sağlamak hepimizin görevidir.
Sağlıklı
bir toplumda yaşamak isteyen herkesi; göreve davet ediyoruz.
43. MARÇEP toplantımızın bölgemize, çevremize, tüm halkımıza olmasını yararlı olmasını diliyoruz.
İdare
etmenin iki anlamı vardır: Biri yönetmek, diğeri kontrollü kullanmak ya da
tasarruf etmek. Bizler “tasarruf” diye bağırınca iradeden birileri İRADE’den
İDARE etmeye çalışıyor! E, olanla İDARE edince de bunlar oluyor…
Ne yapalım? Kader deyip geçelim mi? Hayır
diyorsanız, sesinizi biraz daha yükseltin ki, SAĞIR SUTAN BİLE DUYSUN.
Hep
sevgi ile kalın.
Murat SEVGİ
Murat Sevgi Köşe Yazıları
- Akbabalar Kemirgenler Ve Parazitler
- Ne Bekliyorsunuz Ki? Öyle Veliye Böyle Çocuk
- Nükleer Strateji
- Hep Ucuza Rağbet Var Ama Ucuz Genelde Dandiktir
- Enerji Verimliliği Semineri
- Sosyal Medyadan Beslenmek
- Militan Çevrecilik
- Camın Arkası
- Hayatın Anahtarı: Arılar
- Virüs, Genom Teknolojisi Ve Tehlikeli İnovasyonlar
- Öteki Tarafa Geçmenin Anahtarlari
- Bu Hale Nasıl Geldik?
- Gdo: Ne Olacak Canım, Yiyin!
- Farkında Mıyız?!...
- Gdo'lu Pirincin Bedelini Kim Ödeyecek?
- Yakarak Enerji Üretmek “Yenilenebilir” Mi?
- Ateşle Oynuyorlar!
- Elektromanyetik
- Gemiler Yandı! Geri Dönüş Yok!
- Ergene Kirletilirken Neredeydik?
- Marka Bilinci Ve Algının Değişimi Üzerine
- Yönetecek Bir Şey Kalmadı Ki!
- Popüler Kültür
- Her Yil Ayni Terane
- Konu “Enerji” Olunca Facebook Çildirdi-1
- Kurban Toplumu
- Toprak Değil İnsan Erozyonu
- Sokak Kültürü
- Olağan Şüpheliler
- Meşru Müdafaa Hakki
- İletişim “Merhaba” İle Başlar
- At Gözlüğü
- Gemiler Yandı Geri Dönüş Yok!
- Kütür-Kütür Mü? Kültür-Kültür Mü?
- Ölüm Reçetesi: Can Boğazdan Gider
- Yağma Yok!
- Katalizör
- Okumak Neden Gereklidir?
- Felaket Ya Da Daha Ötesi!
- Çocuklarimizi Nasil Öldürürüz?
- İhmal Değil Cinayet!
- Kirkbeşlik
- Bu Ay Hirsizlarin Avuçlari Kaşinir!
- Küresel Isinma Sağlığımızı Tehdit Ediyor (1)
- Sivrisinekler Sıcakta Komutayı Ellerine Alıyor (2)
- Sağlığı Tehdit Eden Sular (3)
- İnsanın Psiko-Mekaniği
- Arıtma Çamurları Yenilenebilir Enerji Kaynağı Olacak Mış!
- Yönetememenin Türkçesi
- Ekoloji - Ekonomi - Rant!

