Şenol Koçan - İzlanda'da Ne İşimiz Vardı?

Şenol Koçan

İzlanda'da Ne İşimiz Vardı?

Şenol Koçan

Merhabalar…

Eminim bu yazıyı okuduktan sonra birçoğunuz eline bir atlas alıp, söylediğim şehir isimlerini araştıracak. Şu ana kadar ders kitaplarında da, bize öğretilmesi istenen tarih konuları arasında da bu anlatacaklarıma pek rastlanmaz.

16.yüzyılda en kudretli olduğumuz dönemde, dünya siyaseti üzerinde belirleyici bir rol oynarken, Kanuni sonrası dönemle birlikte denizcilikte gereken atılımı yapamamamız, Avrupa’nın yeni ticaret yolları bulması ve sömürgecilik harekatlarıyla ülkelerine zenginlikler yağdırması sonucu bariz üstünlüğümüzü Avrupa yakalarken, dünya siyasetinde söz hakkımız azalmaya başlamıştır. Osmanlı Türkiyesi, İtalyan devletleri gibi, İspanya, Portekiz, İngiltere, Fransa, Hollanda’nın yaptığı Atlantik çıkarmalarına sessiz kalmış ve pekte ilgi duymamıştır.

         Barbaros Hayrettin Paşa, devrin başbakanı/sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa’ya Halep’teki görüşmesinde, İspanyollar gibi Amerika kıtasına sefer yapılmasını teklif etmişse de, bu öneri lüzumsuz bulunmuştur. O dönem daha İngilizler bile Amerika seferlerine başlamamışlardır.

         Barbaros Hayrettin Paşa’nın Gazavat adlı hatıratında çok kereler Sebte boğazı dediğimiz bugünkü Cebelitarık’tan Atlantik’e açıldıklarından hatta 1535’te Portekiz’in güney limanı olan Faro’yu bombardıman ettiklerinden bahseder. Cezayir’i Türk devletine katan Barbaros Hayrettin Paşa ve ekibi, büyük işler başarmıştır. Ama bize sadece Preveze ve Cerbe deniz zaferleri anlatılır.

1543’te Fransa’ya yardıma giden Türk donanması baştanbaşa İtalyan kıyılarını dövmüş. Messina, Reggio, Gaeta gibi şehirler düşmüş. Türk donanmasında bulunan Fransız elçisi Polin, Roma’nın fethini önlemiştir. 11 Temmuzda Toulon’a 20 Mayıs’ta Marseille’a gelen Türk donanmasını, Fransız donanması Türk bayrağı takıp, top atışıyla selamlamıştı. Barbaros’u, Fransa Kralı adına Angen Dükası karşıladı. Ziyafetler verildi. Ardından Türk ve Fransız Donanmaları 20 Ağustos’ta Nice’i aldı. Kışı Toulon’da geçiren Türk donanmasına şehir ve çevresi bırakıldı. 16.09.1543’te Türk donanması Fransa’da kaldıkça şehrin Türk hakimiyetinde olacağını bildiren anlaşma imzalandı. Toulon’da 8 ay Türk bayrakları semalarda iken, beş vakit ezan sesi duyuldu.

Barbaros Hayrettin Paşa ve ekibi dedik. Turgut Reis, Libya fatihidir. Seydi Ali Reis, Hint Okyanusunda Türk bayrağını dalgalandıran, Salih Reis Preveze’de sağ kanat filo amiralimiz, Hasan Reisler, Piri Reis, Murad Reis, Sadık Reis, Güzelce Mehmed Reis, Kılıç Ali Reis ve diğerleri…

         İnebahtı bozgunundan sonra toparlanmaya çalışsa da donanma artık eski gücünde değil. Ama buna rağmen isimlerinin korkusu yetmekte.

         Murad Reis, 1585’te İspanya’ya ait Kanarya adalarının kuzeydoğusundaki Lanzarote adasını, 1617’de Portekiz’in şaraplarıyla ünlü Madeira adasını almış.

Murad Reis’in en ünlü seferlerinden biri de 1627 İzlanda Seferidir. Atlantik’e çıkıp Manş’tan Kuzey Denizine akan, Danimarka ve Norveç kıyılarını bombardıman eden Murad Reis, 20.06.1627 tarihinde İzlanda kıyılarına demir atmış. 16 Temmuz’a kadar 26 gün İzlanda’ya hakim olmuştur. Cezayir-İzlanda yolunu 27 günde alan Murad Reis, 400 esir ve büyük bir ganimetle 12.08.1627 de dönmüştür.

Bu sefer sırasında İzlanda başrahiplerinden Olaf Egilson esir düşmüş, onun fidyesi ödenip ülkesine dönmesiyle kaleme aldığı kitabı bu sefer hakkında bize en geniş bilgiyi sağlamıştır. Bir keresinde de Ali Biçin Reis, İzlanda’ya bir sefer düzenlemiş ve 800 esirle geri dönmüştür.

         Daha sonraları Türk denizcilerin Newfoundland adasına, Kanada’nın Labrador ve St.Lawrence kıyılarına ve daha güneye Virginia kıyılarına seferleri görülmektedir. Hatta Virginialı çok güzel bir İngiliz kızı kaçırılarak, padişahın haremine gönderilmiştir. Türkler’in Karayip Denizi’ne inmeye başlaması, İspanyolları telaşlandırmış ve bu yüzden Cezayir’e yüklü bir haraç ödenmek suretiyle Türk denizcilerin Antiller’e gelmesini önlemişlerdir.

         Türk denizciler, 1625 Ağustosu’nda Sussex, Plymouth, Devon, Hartland Point, Cornwall kıyılarını (batı İngiltere) korku içinde bırakmış. Plymouth limanından 27 gemiyi ele geçirmiş.

         1674’te Lizbon önlerinde Tajo halicindeki büyük bir Portekiz savaş gemisini Lizbonluların korkulu bakışlarla seyrettiği bir anda zaptetmiş.

         1655’te Bristol Kanalındaki Lundy adasını ele geçirip 30-40 kadırgadan oluşan bir filo için üs yapan Türk denizciler yüzünden, İngiltere kralı I.James ve oğlu I.Charles’a amiral azletmek gündelik bir iş olmuş. Ve bir türlü adadan çıkarılamayan Türk filosu, Bristol, Plymouth, Southampton, Cork ve Baltimore limanlarını hallaç pamuğu gibi atmış. 19.06.1631 gecesi Türk denizcilerinin zapt ettiği İrlanda’nın Baltimore limanı işgali derin bir etki yaratıp, ünlü şair Thomas Usborne Daways ‘in 56 mısralık şiirinde terennüm etmiştir.

         Yılmaz Öztuna 1613-1621 yıllarında Cezayir limanına ganimet olarak getirilen gemi sayısını 936 olarak belirtir.

 

         Bilinmeyen bir konu daha Türkler ve Afrika…

Mısır’ı Yavuz’la, Cezayir’i Barbaros’la, Libya’yı Turgut’la aldığımızı biliriz.

Peki daha başka ?

         04.08.1578 Vadisseyl/Vadi-üs Seyl (Üç Kral Muharebesi) savaşı ile Ramazan Paşa, Fas’ı Türk hakimiyetine dahil etti. Savaşta Portekiz Kralı Don Sebastiao, Portekizlilerin desteklediği eski Fas sultanı III. Muhammed öldü. Türklerin desteklediği Fas sultanı Abdülmelik ise galibiyet sevincinden öldü. Birkaç saatte 20000 ölü 40000 esir veren Portekiz ordusu’nun kalanı kıyıda bekleyen Portekiz donanması tarafından kurtarılırken Sinan Reis’in baskınına uğradı.  

Salih Reis 1551-1556 Cezayir beylerbeyliği döneminde kuzeyden güneye, Tell Atlaslarını, Sahra Atlaslarını geçip Tuggurt vahasına sonra güneye Vargla vahasına oradan Büyük Sahra’ya geldi. Buradaki kabileleri, devlete bağladı.

Turgut Reis, bugünkü Nijerya, Nijer, Çad, Kamerun devletlerinin topraklarını içerdiği, merkezi Kuka olan Bornu Müslüman Zenci Krallığı’na gösterdiği dostane siyaset ile bu krallığı, devletimize bağlamış ve Türk hakimiyetini Ekvator çizgisine kadar yaklaştırmış. Bornu üzerindeki hakimiyetimiz Sultan Abdülaziz dönemine kadar sürmüş.

Doğu Afrika’da ise Özdemir Paşa ve Özdemiroğlu Osman Paşa, Eritre, Somali ve Habeşistan’ın büyük bölümünü Osmanlı Türkiyesi sınırlarına katmış.

III.Murad döneminde Maskat fatihi Ali Bey, Aden’den çıkar Somali kıyılarını geçer, Kenya kıyılarını takip edip Mombasa’nın 100km kuzeyinde Malindi limanına gelir. Bölgedeki Araplar ve Zenciler, Türk hizmetine girer. Ali Bey, nerdeyse bütün Kenya kıyılarında egemenlik kurar. Lamu adasını alır, güneyinde Mombasa limanını da. 1584’te yine yola çıkar Aden’den Ali Bey, Kenya kıyılarındaki Türk idaresini genişletmek için. 4 kadırga ve birçok küçük gemi verilir Ali Bey’e. İngiliz tarihçi Dames ‘Osmanlı, daha büyük bir filo gönderebilseydi, bütün Doğu Afrika ve Afrika’nın diğer ülkeleri gibi yüzyıllarca Türkler’in olurdu’ der. Bu durumdan ürken Portekizliler birçok kez savaştıkları Ali Bey üzerine İspanya’nın da desteğiyle Don Thome de Souza Countinho’yu gönderir. 05.03.1589 tarihinde Portekiz donanması Mombasa’ya girer, Türk filosu yakılır, Ali Bey esir düşüp Lizbon’a götürülür. Tanganyika içlerine kaçan bazı Türk askerleri, Bantu ırkından Zimbasların eline düşerler. Ve bu yamyamlarca kızartılıp yenilirler.

 Türk hakimiyeti Tanganyika ve Mozambik kıyılarını elinde tutan Şirazi devletinin Osmanlı’ya tabi olması ile ekvatorun güneyine de belli bir dönemde olsa inmiştir.

 

Peki Açe Sultanlığı’nı hiç duydunuz mu ?

16. yüzyılda adalardan kurulu Endonezya topraklarında birçok devlet vardı. Sumatra adasının kuzeyi ile Malaya yarımadasının güneybatı kısmına hakim olan Açe Sultanlığı, Portekizlilerin Hint Okyanusu’nda artan baskısından ötürü İstanbul’dan yardım istemişti. 1538’de küçük bir filo ile Açe’ye gelen Lütfi Bey, Açe sultanına o dönemin en kaliteli toplarından 8 adet hediye etti. Ayrıca birçok malzemeyi beraberinde  Açe’ye bıraktı.  Kaptanlarından Hayreddin Mehmed Reis’i 600 Türk askeri ile Açe sultanı Alaüddin Şah’ a muhafız olarak verdi. Hayreddin Mehmed Reis Açe’de az zamanda güçlü bir donanma kurup, Açe devletinin deniz kuvvetlerinin başına geldi. Portekiz’i Açe sularından uzak tuttuğu gibi, hizmetine girdiği devletin sınırlarını da genişletti. Alaüddin Şah, Türk yardımı sayesinde Güneydoğu Asya’nın en güçlü hükümdarı oldu. 1567 seferinde beraberindeki Türk askerleri ile Malaya’da büyük başarılar kazandı. Alaüddin Şah, Kanuni’den bu sefer daha büyük bir yardım istedi. Ama o sırada Zigetvar seferinde, Kanuni terk-i hayat ettiğinden, oğlu II.Selim’e müracaat ettiler. Geçte olsa 22 savaş gemisi ile Kurtoğlu Muslihiddin Reis’in oğlu Hızır Hayreddin Reis, Süveyş’ten yola çıkıp Bab-ül Mendeb’i geçip, Hint Okyanusunu aşıp Açe’ye ulaştı. Açeliler, Türkler’i kardeş gibi karşıladı. Yüzlerce Türk Açe hizmetine girip, bir daha geri dönmedi. Açe devletinin en üst kademelerinde görev aldılar. Açeli kadınlarla evlenip orada kaldılar. II.Selim’in gönderdiği Türk Bayrağı ve Türk topları günümüze kadar hatıra olarak saklandı.

 

Peki ne işimiz vardı da Avrupa, Asya az gelmiş gibi bu anlattığım yerlere de gidildi, seferler yapıldı, canlar verildi, paralar harcandı. Ne diye ? Güçlü olanın söz hakkı vardır da onun için. Bakın ABD’ye demokrasi götüreceğim ayağıyla dünyayı sömürüyor. İngiltere’nin girdiği her ülkede İngilizce konuşuluyor. Romantik millet Fransa’nın girdiği ülkelerde de herkes Fransız’ım diyor. Rusların girdiği her yerde ise insanlar komünist.

Ya biz ? Sömürdük mü ? Hayır !

Geçmişte bizim toprağımız olan, bizden kopan hristiyan milletlerin kurduğu devletlerde, o milletler kendi dillerini konuşabiliyorsa, kendi kültürleri geçmişten bu yana gelebilmişse, kendi dinlerini özgürce yaşamışlarsa, kendi tarihlerini biliyor ve kendi tarih eserleri ve dini mabedleri hiçbir zarar görmemiş ise, oraya ağzından salyalar damlayan vahşi batı alemi değil, medeni Türk milleti uğramıştır. Macaristan devlet başkanı söyledi Kanuni’nin Macaristan’daki heykelinin açılışında. 1526-1683 arasında Türk hakimiyetinde kalmasaydık, bugün Macar diye bir şey yoktu dedi. Hepsi Alman olacaktı, doğru.

Bence sömürmeliydik. Sömürüp, zenginleşip, İslam alemini batının oyuncağı, taklitçisi yapmamalıydık. Sömürseydik bugün bizim geçmişteki devletimizden kopan; Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ, Romanya, Moldova, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan, Macaristan kesin Müslüman olurdu. Sömürülmüş Amerika kıtası ve Afrika kıtasının durumu ortada. Gönderilen misyonerlerle nerdeyse hepsi Katolik. Afrika’nın Müslüman olan kısmı ise, bizim bölgede 400 yıla yakın hükmümüz sayesindedir.

Suriye, Irak, Filistin, Ürdün, Kuveyt, Arabistan, Yemen, Mısır, Libya, Sudan’ın büyük kısmı Türk olurdu inanın bana. Yukarıda bahsettiğim Avrupa ülkelerinin birçoğu da. Niye mi? Paranın en ön planda olup, refah seviyesinin yüksek olduğu toplumlarda, milli kimlik geri plandadır. Bakın 1500ler Osmanlı’sına Sırb’ı da Yunan’ı da Bulgar’ı da Osmanlı. Bakın ABD’ye. Öz mü öz Amerikalı bir tek Kızılderililer vardı onlarda biz Amerikanız diyor. Meksikalısı, Almanı, Yahudisi, İtalyanı, Zencisi, İrlandalısı, İngilizi ABD’de herkes Amerikan, Amerikalı, ABD vatandaşı. Irk yok ama bir kimlik var. İngiltere’de herkes İngiliz, Almanya’da Alman, Fransa’da Fransız. Türkiye’de ? Orasını karıştırmayın diyorsunuz. Zaten yeterince karıştıran var haklısınız.

İyi seyirler…

 

Kaynaklar

 Yılmaz Öztuna, Cumhuriyet Dönemi Öncesinde Türkler

Yılmaz Öztuna, Türkiye Tarihi

İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi

Şenol Koçan Köşe Yazıları



çorlu haber üyelik işlemleri
köşe yazarları
Mehmet Bozdağ Hesap Köprüsü

Mehmet Bozdağ

Abdullah Gürman Şikayetim Var!

Abdullah Gürman

Çorlu Cam Balkon

Çorlu Web Tasarım

Çorlu Evden Eve Nakliyat Çorlu Evden Eve Nakliyat Çorlu Diş Doktoru

Serpantin İmalatı

Çorlu Halı Yıkama Çorlu Cam Balkon Çorlu Evden Eve Nakliyat Çorlu Klima Servisi Çorlu Prefabrik Sifonik Sistem Çorlu Apartman Temizliği Çorlu Tıkalı Kanal Açma Çorlu Evden Eve Nakliyat Flaş Buhar Saç Simülasyonu Bina Yıkım ve Ağır Nakliyat Çorlu CNC Lazer Kesim Çorlu Evden Eve Nakliyat Çorlu Çilingir Çorlu İkinci El Eşya Çerkezköy Sıhhi Tesisat Çorlu Elektrik Bobibaj Profil Boru Çorlu CNC Çorlu OSGB Kırklareli OSGB